narına can dayanmazken
Kırar boynumu yürürüm
Kurdun kuşun bileceği hal değil
Sormayın hiç
Laaaaal
Kara ferman çıkadursun yollara
Yarin bahçası tarümar
Kan eder perçem
Olancası bir tutam can
Kadasına belasına sunduğum
Ben öleydim
loooy
Elim boş Ayağım pusu
Bir ben bileceğim oysa
Ne afat sevdim
Bir de ağzı var dili yok
Diyarbekir kalesi

Açar Kan kırmızı yediverenler
Ve kar yağar bir yandan
Savrulur Karacadağ
Savrulur Zozan
Bak bıyığım buz tuttu
Üşüyorum da
Zemheride uzadıkça uzadı
Seni baharmışın gibi düşünüyorum
Seni Diyarbekir gib
Nelere nelere baskın gelmez ki
Seni düşünmenin tadı

Hamravat suyu dondu
Diclede dört parmak buz
Biz kuyudan işliyoruz kaba kacağa
Çayı kardan demliyoruz
Anam sır gibi saklar siyatiğini
Yel der Baharın geçer Bacım
iki canlı ağır
Güzel kızdır bilirsin
İlki bubir yandan saklı utanır
Ve bir yandan korkar
Ölürüm deyi
Bir can daha çoğalacağız bu kış
Bebeğim neremde saklayım seni
Hoş gelir Safa gelir
Ahmed Arif'in yeğeni

Doğdun Üç gün aç tuttuk
Üç gün meme vermedik sana
Adiloş Bebem
Hasta düşmeyesin diye
Töremiz böyle diye
Saldır şimdi memeye
Saldır da büyü
Bunlar
Engerekler ve çıyanlardır
Bunlar Aşımıza ekmeğimize
Göz koyanlardır
Tanı bunları
Tanı da büyü
Bu namustur
Künyemize kazılmış
Bu da sabır
Ağulardan süzülmüş
Sarıl bunlara
Sarıl da büyü

Üryan geldim gene üryan giderim
Ölmemeye elde ey dost fermanım mı var
Azrail gelmiş de can talep eyler
Benim can vermeye ey dost dermanım mı var
Dirilirler dirilirler gelirler
Huzuri mahşer de ey dost divan dururlar
Harami var deyi korku verirler
Benim ipek yüklü ey dost kervanım mı var

Yitir şu gönülden hileyi yitir
Cehd eyle elini ey dost yoksula yetir
Bana derler gam yükünü sen götür
Benim yük götürür ey dost dermanım mı var

Karacaoğlan der ki ismim överler
Ağu oldu yediğimiz şekerler
Güzel sever deyi adım çekerler
Benim haktan özge ey dost sevdiğim mi var